2021 Aralık Dönemi-Kurum İdari Kurulu (Eğitimİş)

Yayınlanma Tarihi: 11-01-2022

      KURUM İDARİ KURUL KARARLARI

 

Toplantı Tarihi :  16.12.2021                           Toplantı Dönemi          :  2021 Yılı/Aralık

 

GÜNDEM       :

 

Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimİş) İzmir 4 No’lu Şube (Yükseköğretim Şubesi) tarafından 2021 Aralık Kurum İdari Kurulu toplantısı için sunulan talep ve öneriler şunlardır:

 

  1. Sendikal işleyişin sağlanmasında kurumların paydaşıdır. Öyle ki; sendika üyeleri aynı zamanda kamu kurumlarında görev yapmakta olan işgörenlerdir. Bu noktadan hareket edildiğinde, karar verici konumundaki kamu görevlilerinin, karar alma süreçleri içerisinde, sendika temsilcilerinin de görüşlerini ve önerilerini almaları, sadece bu görüşleri/önerileri almakla da kalmayıp, kararları alırken bunları da gereği gibi dikkate almaları, süreç yönetimi anlamında sonradan ortaya çıkma olasılığı bulunan birçok sorunun çıkmasını önleme, haksızlığın/hukuka aykırılığın ortaya çıkmasına engel olma, çıkabilecek sorunları önceden görebilme ve giderebilme anlamına gelmektedir. Üniversite yönetimi tarafından böyle bir anlayışla/tutumla karar alma süreci geliştirilmesinin, hukuka uygun kararların alınması, çalışma barışının/huzurunun sağlanması, görevlerin/işlerin kısa süre içinde ve gereği gibi yerine getirilmesi, verimliliğin artması, kararlar aleyhine yargı yoluna gidilmesine gerek kalmaması, ekonomik kayıpların yaşanmaması gibi birçok olumlu sonucu olacaktır. Bu nedenle Üniversite yönetiminden, kurum işleyişinde tüm paydaşları ilgilendiren konularda, tarafımıza daha çok/gereği gibi bilgilendirme yapmasını, karar alma süreçlerine katılım ve katkı verme imkânı tanımasını, karşılıklı görüş alışverişinde bulunulmasını ve sadece görüş almakla da yetinmeyip, tarafımızdan yönetime iletilen görüşleri/eleştirileri/değerlendirmeleri/önerileri gereği gibi dikkate alarak kararların oluşturulmasını talep ediyoruz.

Dokuz Eylül Üniversitesi Etik Davranış İlkeleri ve Etik Komisyonu Yönergesi’nin aşağıda metnine yer verdiğimiz madde metni bu bağlamda büyük önem taşımaktadır:

“M. 4/B- Yönetim etiği ilkeleri

  1. a)Yönetimde birlikte yönetim anlayışına göre hareket edilir. Görev ve sorumluluklar dayanışma içinde paylaşılır. Çalışanların karar alma sürecine katılımlarının sağlanmasına önem verilir.
  2. b)Yasa ve yönetmeliklerde belirtilen hükümlerin dışında personel arasında ayırım yapılmaz.
  3. c)Üniversite personelinin, yönetimle ilgili konularda ve uygulamalarda, katıldıkları kurullarda ve toplantılarda görüşlerini özgürce belirtmeleri sağlanır.

ç) Her kademedeki yöneticiler takdir yetkilerini, kamu yararı ve hizmet gereği doğrultusunda her türlü keyfilikten uzak, tarafsız ve eşitlik ilkesine uygun olarak kullanırlar.

  1. d)Nüfuz ve güç kullanma, özlük haklarını engelleme gibi baskı yöntemleri (mobbing) uygulanmaz.
  2. e)Üniversitenin bütün kurul ve komisyon toplantılarında alınan kararların uygulanması sağlanır.
  3. f)Akademik çalışmalar desteklenerek özendirilir, akademik liyakate, deneyim ve emeğe saygı gösterilir.
  4. g)Öğretim elemanlarının ve diğer personelin kurum içi ya da kurum dışı görevlendirilmelerinde, ders dağılımlarında eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine göre hareket edilir.
  5. h)Üniversite personeline, hiçbir çıkar doğrultusunda yönlendirme yapılmaz, yasalarca verilmeyen görevleri yapmaları için zorlamada bulunulmaz.
  6. h) Görevlerin yürütülmesi sırasında karşılaşılan sorunlar yerinde, zamanında ve kalıcı olarak

giderilir”.

Üniversite yönetiminin, iş ve işlemlerinde hukuka/Dokuz Eylül Üniversitesi Etik Davranış İlkeleri ve Etik Komisyonu Yönergesi’nde yer verilen etik ilkelere uyulmasını talep ediyoruz.

  1. “Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme” metni 25 Ağustos 2021 günlü ve 31579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Söz konusu Toplu Sözleşme metninin “Yükseköğretim kurumları disiplin kurullarında sendika temsilcisinin bulunması” başlıklı 19 uncu maddesi şöyledir: “Hakkında disiplin soruşturması yürütülen kamu görevlisinin üyesi olduğu sendikanın temsilcisi, yükseköğretim kurumları disiplin ve yüksek disiplin kurullarında yer alır”. 30 Nisan 2021 tarihli ve 31470 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Devlet Memurları Disiplin Yönetmeliği uyarınca da sendika temsilcileri disiplin kurullarının zorunlu bir bileşenidir. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 62. maddesi gereği, Üniversitemiz bünyesinde görev yapmakta olan tüm akademik personel bağlamında da bu Yönetmelik hükümleri gereği, sendika temsilcileri disiplin kurullarının zorunlu bir bileşenidir. Sendika temsilcilerinin katılımı sağlanmaksızın gerçekleştirilen disiplin kurulları kararları, yargı mercilerince iptal edilmektedir. Yazılı şekilde bildirdiğimiz üzere, toplanacak disiplin kurullarının bir bileşeni olarak sendika temsilcileri, aynı zamanda karar alınırken oy kullanma hakkına da sahiptirler. Disiplin kurullarına katılacak sendika temsilcilerimizin toplantı için gerekli hazırlığı yapabilmesi olanağının da tanınması zorunlu olup, disiplin kurullarının, toplantı tarihi, yeri ve zamanı belirlenirken/bildirilirken, bu hususun da dikkate alınarak toplanmalarının/karar almalarının sağlamasını talep ediyoruz.
  2. Üniversitenin birçok biriminde (özellikle Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı’nda) çalışan işgörenlerimizin, durumuna, eğitimine, kıdemine, liyakatine bakılmaksızın, görev yeri değişiklikleri yapıldığı ve bu değişikliklerin kişilere sosyal hesap ağları üzerinden tebliğ edildiği konusunda üyelerimizden yakınmalar gelmektedir. Bu durum, kişisel keyfi uygulamaların önünü açarak, psikolojik taciz (mobbing) aracı olarak kullanılmaktadır. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13/b-4 maddesi ile rektörlere verilen görevlendirme yetkisi, öz olarak, gerek akademik gerek idari ve teknik işgörenlerin verimli çalışabilmeleri için istihdam edilmelerini amaçlamaktadır. Bu konuda geçmişten bu güne birçok talebimiz olmakla birlikte, bu yasa maddesinin amaç dışı/kötüye kullanımı devam etmektedir. Bir süre uygulanabilse de bu tür hukuka aykırı işlemler yargıya intikal ettiğinde iptal edilmektedir.  Ancak bu, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin personeli/öğrencisi ve kamuoyu nezdindeki adını/görünümünü/güvenilirliğini/itibarını olumsuz etkilemekte, zaman, emek/enerji ve maddi kaynakların israfına yol açmaktadır. Bu nedenle, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13/b-4 maddesinin uygulanmasının hukuka/amacına/etik ilkelere uygun olmasını talep ediyoruz.
  3. Vekâlet düzenlemesi/yetkilendirmesi de 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 13/b-4 maddesi ile rektörlere verilen geçici görevlendirme yetkisinin kullanımında olduğu gibi, sıkça yasal gerekçesinin/konuluş amacının dışında ve kötüye kullanılmaktadır. Vekâlet düzenlemesi/yetkilendirmesi, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda, devletin sürekliliğinin ve görevin gereği gibi yerine getirilmesi gereğinin bir sonucu olarak, geçici nedenlerle boşalan görevlerin aksamaması amacı ile tesis edilmiştir. Ne yazık ki, zaman içinde uygulama amacından uzaklaşılarak, boşalmış kadro ve görevler kalıcı şekilde/yıllarca, bir işgörenin yararına/çıkarına ve diğer işgörenlerin zararına/aleyhine olacak şekilde vekâleten sürdürülür hale getirilmiştir. Bu haksız uygulama, işgörenler arasında gereksiz rekabete/düşmanlıklara/çatışmalara yol açmakta, çalışma huzurunu/barışını bozmakta ve çalışmaların verimini düşürmektedir. Vurgulamalıyız ki, gerek akademik gerekse idari ve teknik işgören temin edilmesinde/görevlendirilmesinde yaşanan sıkıntıları azaltmak ve işgörenlerin verimli bir şekilde istihdam edilmesini sağlamak amacıyla rektörlere verilen geçici görevlendirme yetkisi, Üniversitemiz bünyesinde, zaman içinde bir cezalandırma ve dilediğini makam mevki sahibi yapma aracına dönüşmüştür.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’na göre “rektör”, “Üniversitenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde, öğrencilere gerekli sosyal hizmetlerin sağlanmasında, gerektiği zaman güvenlik önlemlerinin alınmasında, eğitim – öğretim, bilimsel araştırma ve yayım faaliyetlerinin devlet kalkınma plan, ilke ve hedefleri doğrultusunda planlanıp yürütülmesinde, bilimsel ve idari gözetim ve denetimin yapılmasında ve bu görevlerin alt birimlere aktarılmasında, takip ve kontrol edilmesinde ve sonuçlarının alınmasında birinci derecede yetkili ve sorumludur”. Yöneticiler yetkilerini kullanırken/görevlerini yerine getirirken, mevzuata/hukuka/etik ilkelere uygun olarak hareket etmek zorundadırlar. Takdir yetkisinin söz konusu olabileceği durumlarda da hukukta takdir yetkisi, keyfilik anlamına gelmez. Bu yetkinin kullanımı da hukukun çizdiği sınırlar içinde olmak zorundadır ve yargı denetimine tabidir. Bu, hukuk devletinin üstünlüğü ilkesinin gereğidir.

Yükseköğretim kurumlarında vekâlet düzenlemesinin/yetkilendirmesinin ancak (hastalık, izin, soruşturma ve benzeri), geçici nedenler için/geçici sürelerle uygulanabileceği dikkate alınarak, Üniversitemiz yönetimince, kalıcı şekilde boşalan kadrolara kalıcı şekilde görevlendirme yapılması için derhal gerekli işlemlerin başlatılmasını talep ediyoruz.

  1. Görevde yükselme sınavına tabi kadrolarla ilgili olarak, yasaların ve yargı kararlarının kalıcı şekilde boşalmış kadrolar için makul (sınav açılması ve yapılması için gereken) sürede sınav açılmasını buyurduğu, daha önceki birçok kurum idari kurulunda gündeme getirilmiştir. Buna rağmen Rektörlük, kalıcı şekilde boşalmış şube müdürlüğü ve müdür yardımcısı kadroları için sınav açmamıştır. Bu durumu bir kez daha gündeme getiriyor, en kısa zamanda kalıcı şekilde boşalmış olan şube müdürlüğü, müdürlük ve müdür yardımcılığı kadroları için görevde yükselme sınavı açılmasını talep ediyoruz. Ayrıca diğer kadrolar için de her yıl düzenli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği sınavı açılmasını talep ediyoruz.
  2. 19/03/2011 tarihli ve 27879 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan “İşyerlerinde Psikolojik Tacizin (Mobbing) Önlenmesi” konulu 2011/2 sayılı Başbakanlık Genelgesi ile; kamu kurum ve kuruluşları ile özel sektör işyerlerinde gerçekleşen psikolojik tacizin, çalışanların itibarını ve onurunu zedelediği, verimliliğini azalttığı ve sağlığını kaybetmesine neden olarak çalışma hayatını olumsuz etkilediği belirtilerek, kasıtlı ve sistematik olarak belirli bir süre çalışanın aşağılanmasının, küçümsenmesinin, dışlanmasının, kişiliğinin ve saygınlığının zedelenmesinin, kötü muameleye tabi tutulmasının, yıldırılmasının ve benzeri şekillerde ortaya çıkan psikolojik tacizin önlenmesinin gerek iş sağlığı ve güvenliği gerekse çalışma barışının geliştirilmesi açısından çok önemli olduğu ifade edilmiştir. Söz konusu Genelge’de bu doğrultuda, çalışanların psikolojik tacizden korunması amacıyla alınması uygun görülen tedbirler sıralanmıştır. Genelge’de, işyerinde psikolojik tacizle mücadelenin öncelikle işverenin sorumluluğunda olduğu, işverenlerin çalışanların tacize maruz kalmamaları için gerekli bütün önlemleri alacakları hükme bağlanmıştır. Bütün çalışanların psikolojik taciz olarak değerlendirilebilecek her türlü eylem ve davranışlardan uzak duracakları, toplu iş sözleşmelerine işyerinde psikolojik taciz vakalarının yaşanmaması için önleyici nitelikte hükümler konulmasına özen gösterilmesi, denetim elemanlarının, psikolojik taciz şikâyetlerini titizlikle inceleyip en kısa sürede sonuçlandıracakları, psikolojik taciz iddialarıyla ilgili yürütülen iş ve işlemlerde kişilerin özel yaşamlarının korunmasına azami özen gösterileceği, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Devlet Personel Başkanlığı ve sosyal tarafların, işyerlerinde psikolojik tacize yönelik farkındalıkyaratmak amacıyla eğitim ve bilgilendirme toplantıları ile seminerler düzenleyecekleri de söz konusu Genelge’de düzenlenmiştir.

Üniversitemizde çalışan akademik ile idari/teknik personelin yıldırma/psikolojik taciz (mobbing) niteliğindeki tutum ve davranışlar ile son yıllarda daha fazla karşılaştığı; amacı dışında/bir ceza olarak kullanılan disiplin soruşturmaları ile bezdirilmeye çalışıldığı; görev yerlerinin keyfi olarak sıklıkla değiştirildiği; hak/menfaat ihlallerine maruz kaldıkları ve istifaya/emekliliğe zorlandıkları yönünde ciddi ve yaygın şikâyetler gelmektedir. Üniversite’ye karşı gerek idari gerekse adli şikâyet ve ihbarların arttığından haberdarız ve bu süreçte yetkili sendika olarak yıldırma/psikolojik taciz (mobbing) uygulamaları karşısında mağdurun yanında tarafız. Zira, denetleme/yargı organlarında Üniversitemiz aleyhine biriken şikâyet dilekçeleri, tahkikatlar, davalar, tazminat ve çeşitli yaptırımlar, çalışma huzurunun bozulmasına, emek/kaynak israfına ve kamu zararına yol açmaktadır. İlgili mevzuat ve mahkeme kararları, yıldırma/psikolojik taciz (mobbing) ile mücadelede idareye “pozitif yükümlülük” de yüklemektedir. Bu kapsamda;

Üniversitemiz bünyesindeki, yıldırma/psikolojik taciz (mobbing) niteliğindeki tüm tutum, eylem ve işlemlerin, kim tarafından gerçekleştirilirse gerçekleştirilsin muhakkak engellenmesi;

İş sağlığı ve güvenliğine ilişkin gerekli tüm önlemlerin ivedilikle alınması;

Bu kapsamda eğitimler verilmesi, önleyici mekanizmalar geliştirilmesi ve mağduriyetlerin giderilmesi;

İhbarların/şikâyetlerin titizlikle incelenmesi, sorumluların tespit edilmesi, uyarılması ve cezalandırılması gerekmektedir.

Bu gerekçelerle, “yıldırma/psikolojik taciz (mobbing) ile mücadele” kapsamındaki Üniversite yönetiminin sorumluluğunu/yükümlülüklerini hatırlatarak, kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı; çalışma hakkı/ödevi ile iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin güvence normları kapsamında gerekli tüm önlemlerin alınmasını talep ediyoruz.

  1. Yönetim Hizmetleri sınıfında olmayan bilgisayar işletmeni, tekniker vb. unvanlardaki işgörenlerin, hukuken müdür, şube müdürü ve müdür yardımcısı kadrolarına vekâlet etme olanaklarının olmadığını, bu işgörenler tarafından yapılan işlemlerin hukuken ciddi sorunlar yaratabileceğini, dolayısı ile bu uygulamaya son verilmesi gerektiğini daha önce de gündeme getirmiştik.

Yine koruma ve güvenlik teşkilatının kendi içindeki özellikli yapısı gereği, sivil memur durumuna geçmiş olan, yani önceden koruma ve güvenlik görevlisi iken memurluğa geçişi yapılmış işgörenlerin, hâlihazırda Koruma ve Güvenlik Şube Müdürlüğü ve Müdür Yardımcılığı görevlerine vekâlet etmeleri uygulamasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair Kanun’da 680 sayılı KHK ile yapılan değişikliklerle, yönetici konumundaki koruma ve güvenlik görevlilerinin, söz konusu Kanunda yer verilen diğer şartlara ek olarak, en az lisans mezunu olmaları ve ayrıca özel güvenlik temel eğitimini başarı ile tamamlamış olmaları şartı getirilmiştir. Bu eğitimi tamamlamış koruma ve güvenlik görevlileri kimlik kartı alabilmektedir. Bu karta sahip olmayan kişilerin koruma ve güvenlik hizmetlerinde çalıştırılmaları, hele ki yönetici konumunda olmaları yasal olmayıp yaptırıma tabidir. Güvenlik birimlerindeki sorumluların da 5188 sayılı Kanunda belirtilen şartlara ek olarak, en az önlisans mezunu olmaları şartı bulunmaktadır. Bu bağlamda, tüm memurların sınıfına uygun iş ve görevlerde çalıştırılması talebimizi yineliyoruz.

  1. . 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun “Doktor Öğretim Üyesi” başlıklı, “Yükseköğretim kurumları, doktor öğretim üyesi kadrosuna atama için Yükseköğretim Kurulunun onayını almak suretiyle, münhasıran bilimsel kaliteyi artırmak amacına yönelik olarak, bilim disiplinleri arasındaki farklılıkları da göz önünde bulundurarak, objektif ve denetlenebilir nitelikte ek koşullar belirleyebilirler” hükmüyle (m. 23/c), yükseköğretim kurumlarına, sadece doktor öğretim üyeliği kadrosuna ilk atama bakımından kriter belirleme yetkisi tanımıştır. Ne 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda ne de diğer ilgili mevzuatta, üniversite senatolarına doktor öğretim üyelerinin yeniden atamalarında kriter belirleme yetkisi tanınmıştır. Dolayısıyla, Üniversitemiz Senotusu’nda karar alarak söz konusu Uygulama Esasları’nda getirilen bir hükümle, doktor öğretim üyelerinin yeniden atamaları bakımından kriter öngörülmesinin ve kriterlerin gereğini yerine getiremeyen doktor öğretim üyesinin görev süresinin uzatılmamasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır.

2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda doktor öğretim üyeleri de –doçent ve profesör unvanlı öğretim üyeleri gibi- öğretim üyesi olarak tanımlanmıştır. Öğretim üyelerinin görevleri, aynı Kanunun 22. maddesinde sayılmıştır. Halen görev yapmakta olan doktor öğretim üyesinin görev sürelerinin uzatılmasında dikkate alınması gereken madde budur.

Anayasamızın 128. maddesi gereği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işleri kanunla düzenlenir. Adsız düzenleyici işlemlerden olan T. C. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme-Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları’na konulan hükümle, doktor öğretim üyelerinin görev sürelerinin uzatılmalarında kriter getirerek, bu kriterleri yerine getiremeyenlerin görev sürelerinin uzatılmaması Anayasaya da aykırıdır.

  1. C. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme-Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları’nın, “Doktor Öğretim Üyesi Yeniden Atama” başlıklı hükmünün ikinci paragrafı, “Halen görev yapan doktor öğretim üyelerinin Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme – Atama İlkeleri ve Uygulama Esaslarının yürürlüğe girdiği tarihten sonraki ilk yeniden atamalarında son 2 yılda yaptıkları çalışmalar dikkate alınacaktır” şeklinde hatalı olarak kaleme alınmış olup, bu hükmün uygulanması mümkün değildir. Zira Uygulama Esasları’nın yürürlüğe giriş tarihi 2015 olup, yukarıda metnine yer verdiğimiz 3. maddeye göre halen görev yapan doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmalarında dikkate alınacak dönem, 2015 ila 2017 (farklı sürelerle görevi uzatılanlar bakımından 2016-2018) olabilecektir. Bu nedenle de, 3. maddenin yazılışı maddenin uygulanmasına engeldir.

Ayrıca, halen görev yapan doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmalarında, kriterlerin yerine getirilip getirilmediği değerlendirilirken, henüz söz konusu 3. maddenin yürürlüğe girmediği dönemin değerlendirilmesi, ilgili maddenin uygulanmasının geriye yürütülmesi –üstelik yürürlükte olmadığı döneme-  anlamına gelmekte olup, bu yönüyle de hukuka aykırıdır. 

Üniversitemiz Uygulama Esaslarının söz konusu 3. maddesi, hükümdeki kriterlerin, hukuka/hukuk genel ilkelerine aykırı ve Üniversitemizin bu konudaki önceki uygulamasının aksine olarak, doktor öğretim üyesinin hükmün yürürlük tarihinden sonraki ilk yeniden atamasında uygulanmayacağı, sonraki yeniden atamalarında uygulanacağı yolunda, bir geçici hüküm/geçiş hükmü içermemektedir. 3. madde hükmü bu nedenle de hukuka aykırıdır.

Ayrıca, belirlenen kriterler nitelik itibarıyla da “münhasıran bilimsel kaliteyi arttırma amacına” ulaşmayı sağlayabilecek nitelikte olmayıp, 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 23/c maddesine aykırıdır. Üniversiteler Arası Kurul doçentlik kriterlerinde farklı alanlar kendi özgünlüklerine göre gruplara ayrılmış, her gruba ayrı kriter tanımlanmıştır. “T. C. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme-Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları”nda ise fen, mühendislik, mimarlık, tıp alanları aynı grubun içine alınmak suretiyle, farklı alanların altında yer alan bilim dallarının özgünlükleri göz ardı edilmiştir. Kriter olarak -geçmişte olduğu gibi- daha çok muhtelif indekslerce taranan hakemli dergilerde yayın koşulu üzerinde durulmaktadır. Ancak bilindiği üzere doktor öğretim üyelerinin tek görevi yayın yapmak değildir. “Bilimsel araştırma ve yayımlar yapmak” doktor öğretim üyelerinin görevlerinden sadece bir kısmıdır. Bir akademisyen; yazdığı makale ve kitaplarla, sunduğu bildirilerle, verdiği ders, konferans ve seminerlerle, yönettiği tezlerle, öğrencilerinin eğitimine ve akademik gelişimine yaptığı katkıyla, toplumu aydınlatmasıyla, yerine getirdiği idari görevleriyle, örneğin üyesi olduğu bilim derneğinin faaliyetlerine yaptığı katkıyla, mesleğinin gereklerini yerine getirmiş sayılır. Bir doktor öğretim üyesinin çalışmaları değerlendirilirken de değerlendirmenin sadece (veya büyük ölçüde) yaptığı yayınlarla (ve sadece yayın sayısına bakılarak) sınırlandırılması hukuka aykırıdır. Öğretim üyelerine bir tek ‘yayın yapmak’ faaliyeti üzerinden kriter koymak ve tek görevleri buymuş gibi davranmak hukuka aykırıdır. Bunun yanı sıra, sadece niceliğe dayanan her kriter, bilimsel niteliğin düşmesine yol açmaktadır. Bunun kanıtlanmış en iyi örneği “akademik teşvik” sistemidir. Her yıl güncellenen bir takım niceliksel kriterler ile karşımıza çıkan “akademik teşvik” sisteminin, içi boşaltılmış, nitelikten yoksun bilimsel kongre, dergi ve yayınların hızla artmasına yol açtığı ortadadır.

Açıklanan nedenlerle, T. C. Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme-Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları’nın, doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmaları işlemi bakımından yerine getirilmesi gerekli kriterleri düzenleyen 3. maddesi hükmü hukuka aykırıdır. Uygulanması halinde, dava konusu olacaktır. Doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmaları işlemi bakımından 1.1.2022 tarihinde yürürlüğe girmesi öngörülen 3. maddenin, yukarıda yer verdiğimiz hususlar dikkate alınarak tekrar düzenlenmesi talebimiz bulunmaktadır.

  1. 2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nda doktor öğretim üyesinin atamasının en çok dört yıl süre ile yapılacağı (m. 23/1), .Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliği’nde de en az bir en çok dört yıl süre ile atanacağı hükme bağlanmıştır (m. 7/1).

Üniversitemiz bünyesinde halen tüm doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmaları, mevzuattaki asgari süreyle, yani 1 yıl üzerinden yapılmaktadır. Bu husus, doktor öğretim üyeleri üzerinde baskı oluşturmakta, çalışma huzurunu/barışını bozmakta, doktor öğretim üyelerinin çalışmalarının verimliliğine olumsuz olarak yansımaktadır. Bu nedenle Rektörlüğün, doktor öğretim üyelerinin yeniden atanmalarının, mevzuattaki üst sınırdan yani 4 yıl üzerinden yapmasının, bilimsel üretkenliği ve üretimin niteliğini arttıracağını savunuyor ve öneriyoruz.

  1. Öğretim üyeliği niteliğine/mevzuata aykırı olarak, Üniversitemiz bünyesinde bir birimde doktor öğretim üyelerine lisans programının birinci sınıfında ders verdirilmemesi/bunun bazı koşullara bağlanması, anabilim dalı başkanı olmalarının engellenmesi gibi uygulamalar, şikayet ve dava konusu olmakta (hukuka aykırı işlemin iptaliyle sonuçlanmakta)dır. Bu tür hukuka aykırı uygulamalara son verilmesi talebimiz bulunmaktadır.
  2. Sosyal Bilimler Enstitüsü bünyesindeki anabilim dallarının lisansüstü programlarına giriş sınavları için öğretim üyeleri arasından bilim jürilerinin oluşturulmasında, bazı öğretim üyelerine jürilerde (zaman zaman Anabilim Dalı Başkanlığı’nın da görüşüne aykırı olarak) sistematik olarak yer verilmemesi, kıdem esasının dikkate alınmaması şikayet konusu olmaktadır. Bu uygulamanın devamı halinde, bu işlemlerin de dava konusu olması kaçınılmazdır. Öğretim üyeleri bakımından yıldırma (mobbing) teşkil eden bu tür hukuka aykırı/etik dışı uygulamalara son verilmesi, lisansüstü programlara giriş sınavları için bilim jürilerinin oluşturulmasında kıdem ve liyakata önem verilmesi talebimiz bulunmaktadır.
  3. Yine Sosyal Bilimler Enstitüsü’nün bir lisansüstü programa yabancı öğrenci kontenjanından öğrenci alımında, ilgili mevzuat tarafından aranan şartlara uyulmadığına yönelik bir şikayet, konuyu bütün yönleriyle öğrenmek amacıyla, tarafımızdan 4982 sayılı Bilgi Edinme Hakkı Kanunu kapsamında yapılan bir başvuruya konu olmuştur. Bu konuyla ilgili tarafımıza bilgi verilmesini talep ediyoruz.

Anayasamızın “Kanun önünde eşitlik” başlığını taşıyan 10. madde hükmü şöyledir:

“Herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir. 

Hiçbir kişiye, aileye, zümreye veya sınıfa imtiyaz tanınamaz.

Devlet organları ve idare makamları bütün işlemlerinde (…) kanun önünde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorundadırlar”.

Üniversite yönetiminin iş ve işlemlerinde, Anayasanın yukarıda ilgili kısmına yer verdiğimiz “Kanun önünde eşitlik” başlıklı hükmüne uymasını talep ediyoruz.

  1. Üniversitemiz bünyesinde, 2021-2022 öğretim yılı bakımından kaydolacak Türk vatandaşı kadar yabancı uyruklu öğrenci kontenjanı belirlenmesi, Üniversitemizde bu yıl okumaya başlayacak öğrenci sayısını %100 oranında artması anlamına gelmektedir. Böylece, hukuka aykırı olarak, yabancı uyruklu öğrencilere, Türk vatandaşlarına nazaran ayrıcalıklı bir statü tanınmış, yabancı uyruklu öğrencilere, Türk vatandaşı öğrencilerin aksine, üniversiteye giriş sınavına dahi girmek zorunda olmaksızın, o sınava kıyasla çok basit bir sınava tabi tutularak, Dokuz Eylül Üniversitesi’nin bir bölümüne kayıt yaptırma hakkı tanınmıştır. Dokuz Eylül Üniversitesi yönetimince, yabancı uyruklu öğrenci kontenjanlarının, dayatmacı bir anlayışla ve neredeyse genel kontenjan kadar belirlenmesi, eğitimin kalitesinin olumsuz etkilenmesi anlamına gelmektedir. Yabancı uyruklu öğrencilere, üniversite giriş sınavına girmek zorunda kalmayıp, çok basit soruların sorulduğu bir sınava girerek ve çüz’i miktarda rakamlar ödeyerek, Türk vatandaşı öğrencilerle aynı imkânların tanınması hukuka uygun olmadığı gibi, adil de makul de değildir; kabul edilemez. Bu uygulamaya devam edilmesi, olağanüstü zorluklarla üniversitemiz bölümlerinden birine öğrenci olarak kaydolan Türk vatandaşı öğrenciler için büyük bir haksızlığa yol açacaktır. Üniversitemizde gelecek öğretim yıllarında yabancı öğrenci kontenjanı belirlenirken, hukuka uygun, katılımcı, şeffaf karar alma süreçleri takip edilmesi, yabancı öğrenci kontenjanının hukuka uygun, makul/adil bir oranda belirlenmesi talebimiz bulunmaktadır.
  2. Üniversitemiz yerleşkelerinde kurulmuş olan baz istasyonları (özellikle binalar üzerine kurulanlar), üniversitemizin tüm bileşenlerinin sağlığı üzerinde önemli bir tehdit oluşturmaktadır. Tınaztepe Yerleşkesi’nde bulunan bir birimimizin çatısında yer alan baz istasyonunun kurulumundan birkaç yıl sonra, o binada görev yapan personelde görülen kanser vakaları, şikayetlere konu olmuştur. Yine hastane -2 steril depo yakınında kurulmuş baz istasyonu bakımından da tarafımıza şikayetler ulaşmıştır.

Üniversitemizin tüm yerleşkelerinde kurulmuş baz istasyonları hakkında tarafımıza bilgi verilmesi, sağlık bakımından tehlike teşkil eden konumda olan

 baz istasyonlarının kaldırılması, yerleşkelerimizde kurulmuş baz istasyonları bağlamında tarafımızla iletişim halinde bulunulması talebimiz bulunmaktadır.

  1. Önceki kurum idari kurulu toplantılarında gündeme getirildiği üzere, idari ve teknik işgörenler –akademik personelden farklı olarak- emekli olduklarında, yıllarca emek verdikleri yerleşkelere, hiçbir kısıtlamaya tabi olmaksızın giriş çıkış yapamamaktadır. Eşitliğe aykırı bu durumun sonlandırılmasını talep ediyoruz.
  2. Sağlık yerleşkesinde bulunan kreşin yarım gün hizmet vermesi, işgörenlerimiz açısından çok büyük mağduriyetler doğurmuştur. Bazı sağlık çalışanlarının (eşi ve kendisinin), 24 saat nöbetli çalışmak zorunda olmaları, ebeveynlerin nöbetlerinin çakıştığı durumlarda, ebeveynlerin ve bakıma muhtaç olan çocuklarının mağduriyetine yol açmıştır.

Kamu Görevlilerinin Geneline ve Hizmet Kollarına Yönelik Mali ve Sosyal Haklara İlişkin 2022 ve 2023 Yıllarını Kapsayan 6. Dönem Toplu Sözleşme” metni 25 Ağustos 2021 günlü ve 31579 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmış olup, söz konusu Toplu Sözleşme metninin, “Genel Hükümler” başlıklı Birinci Kısmı’nda yer alan “Kreş Hizmetleri” başlıklı 38 nci maddesine göre, kamu kurum ve kuruluşları, imkânları çerçevesinde personeline kreş hizmeti sunma, kalitesini ve kapasitesini arttırma konusunda ihtimam gösterir”.

Bu hüküm de göz önünde bulundurularak, Sağlık Yerleşkesi’nde bulunan kreşin tam gün hizmet vermesini ve mağduriyetin giderilmesini talep ediyoruz. Ayrıca Tınaztepe Kampüsünde inşaatı devam eden kreşin ne zaman hizmete gireceği dair tarafımıza bilgi verilmesi, kreş ücretlerinin personelimize uygun indirimler yapılarak belirlenmesi talebimiz bulunmaktadır.

  1. Bazı üniversite işgörenlerimizin, özellikle de sağlık yerleşkesi ve hastanede görev yapan işgörenlerimizin, hasta olmaları, hatta cerrahi operasyon geçirmeleri durumunda dahi istirahat raporu verilmediği konusunda yakınmalar artmıştır. Bu uygulama, gerek hasta hakları, gerek kişi hak ve özgürlükleri bakımdan hukuka aykırı olup, bu tür mağduriyete yol açacak uygulamaya son verilmesini talep ediyoruz.
  2. Üyelerimiz tarafından, bazı Fakültelerde Norm Kadro Uygulaması nedeniyle, Profesör ve Doçent kadrolarına atama ve yükseltme yapılmadığı, ancak bazı kişilere enstitüler üzerinden kadro verilerek, atama yapılmayan Fakültelere görevlendirme yapıldığı yakınmaları Şubemize ulaşmıştır. Özellikle Sağlık Bilimleri ve Onkoloji Enstitülerinde bu uygulamaların sürdüğü bilgisine ulaşılmıştır. Bu tür uygulamalara son verilmesini talep ediyoruz.
  3. 237 Sayılı Taşıt Kanunu çerçevesinde 18.07.2007 tarih ve 26407 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 2007/3 nolu Tasarruf Tedbirleri ile ilgili Başbakanlık Genelgesiyle, Üniversitemiz bünyesinde resmi taşıtlar için 01.03.2021 tarihinden itibaren “Taşıt Havuz Sistemi” uygulamasına geçilmiştir. Bu uygulamada, Tınaztepe Yerleşkesi’nde, Destek Hizmetleri Takip Sistemi üzerinden hizmet talep edilerek resmi araçlardan yararlanılmaktadır. Toplu olarak bir arada bulunma durumunda olan şoför işgörenlerimiz için, iş saatlerinde bekleme ihtiyaçlarını karşılamaya uygun herhangi bir yapı yapılmadığını, 17 kişilik mevcudun iki adet küçük konteynerde beklediğini, konteynerlerin yaz sıcağı ve kış koşullarında yetersiz, sağlıksız ve ancak şahsi eşyalar bırakılabilecek kadar küçük olduğunu, işgörenlerin iş saatlerini geçirebileceği bir bina olmadığını, kurumumuz ile yaptığımız yazışmalarımızda bildirmiş olmamıza rağmen, şoför işgörenlerimizin çalışma koşulllarında herhangi bir iyileştirme yapılmadığı görülmüştür. İşgörenlerimizden bu bağlamda gelen haklı taleplerin, salgın koşullarında (maske/mesafe) daha da riskli olan barınma ve çalışma şartlarının, herhangi bir mağduriyet yaşanmadan ivedilikle iyileştirilmesi talep ediyoruz.
  4. Eğitim Fakültesi’nde hizmet vermekte olan kütüphanenin kapasitesi, salgın koşulları nedeni ile 60 öğrenciden 30’a düşürülmüş olup, personel yetersizliği nedeniyle kütüphanenin öğle arası kapatılmasıyla, ders çalışabilecekleri başka bir yer de sağlanmadığından, öğrencilerimiz mağdur olmuştur. Öğrencilerimize ders çalışabilecekleri uygun bir yer gösterilmesini ve personel eksikliğinin giderilmesini talep ediyoruz.
  5. Tınaztepe Yerleşkesi’nde Mediko arkasında bulunan Güzel Sanatlar Fakültesi Uygulama Atölyesi, fiziki şartları nedeni ile kullanıma uygun değildir; öğrencilerin kullanabileceği bir tuvalet dahi bulunmamaktadır. Mağduriyete yol açan bu durumun düzeltilmesini talep ediyoruz.
  6. Sağlık Kültür ve Spor Dairesi Başkanlığı bünyesinde görev yapmakta olan işgörenlerimizden şu hususlarda yakınmalar artmıştır: Bulunduğu kadro dışında görev verilmesi, teknisyen veya tekniker kadrosunda bulunmasına rağmen temizlik işlerinde görevlendirilmesi, farklı kampüslerde 2. görev verilmesi, hafta sonu görevlendirilmeleri, iş güvenliğinin dikkate alınmaması görevlendirmeler sırasında yol ve yemek ücretlerinin ödenmemesi bu durumlara itiraz edildiğinde sürgün vb. mobbing çeşitleri ile karşı karşıya kalmaları.

Öte yandan, 4/d kadrosunda temizlik görevlisi olarak alınan personelin masa başı işlerde görevlendirilmesi nedeniyle, bu kişilerin görevleri gereği yapacakları işler, diğer 4/d statüsündeki temizlik elemanlarının ve hatta görev tanımları temizlik yapmayı kapsamayan kadrolu personelin iş yükü haline getirilmiştir. Bu durum iş barışını bozmakta ve iş görenler arasında husumete yol açmaktadır. İşgörenlerimize kadro ve unvanlarına uygun görevler verilmesini,  iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz.

  1. Rektörlük bünyesindeki işyerleri çeşitli yerleşkelerde bulunan işgörenlerimizin, çalıştıkları işyerlerinde, işyeri sendika temsilcisi olarak yetkilendirilmesi gerekmektedir.

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nun 23 üncü maddesinde, işyerlerinde kamu görevlilerinden en çok üye kaydetmiş olan sendikanın işyeri sendika temsilcisi seçmeye yetkili olduğu, temsilci sayısının, işyerindeki kamu görevlisi sayısına göre belirleneceği  öngörülmüştür. Aynı maddenin son bendinde, kamu işvereninin, yönetim ve hizmetin işleyişini engellemeyecek biçimde, sendika temsilcilerine çalışma saatleri içinde ve dışında görevlerini yapabilmeleri için imkânlar ölçüsünde kolaylıklar sağlayacağı hükme bağlanmıştır.

Müteaddit defa yapılan yazışmaya rağmen, Rektörlüğün, hukuka aykırı olarak, Üniversitemiz bünyesindeki her birim için  –onları ayrı bir işyeri olarak kabul ederek- bir işyeri sendika temsilcisi belirleme talebimizi reddettiği, ancak her yerleşke için bir temsilci atanmasına rıza gösterdiği anlaşılmaktadır. Rektörlükçe, Üniversitemiz bünyesindeki her bir birim için ayrı ayrı işyeri sendika temsilcisi tayin edilmesi talebimizi yineliyoruz.

  1. Doçentlik unvanını almış olup hala doktor öğretim üyesi kadrosunda olan öğretim üyeleri bağlamında önemli bir sorun; doçentlik kadrolarının ilanında yaşanan adaletsizliklerdir. Hangi anabilim dalından doçentlik kadrosunun ilan edileceği belirlenirken dikkate alınması gereken, doçentlik unvanının alınma tarihi olmasına rağmen, bir birimde, yıllardır doçent kadrosunun ilanı için bekleyen öğretim üyeleri varken, en son doçentlik unvanı almış olan kişinin dahil olduğu anabilim dalı bağlamında doçentlik kadrosu ilanı yapılmıştır. Talebimiz, diğer bütün konularda olduğu gibi, hangi anabilim dalı bağlamında doçentlik kadrosunun ilan edileceği belirlenirken de yönetimin adil/hukuka uygun davranmasıdır.
  2. Doktor öğretim üyeliği kadroları ilanı bağlamında tarafımıza en çok iletilen şikayet, çok az sayıda kadro ilanı yapılması ve kadroların birimlere dağıtımında yaşanan adaletsizliklerdir. Yönetimin, Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik’in “Öğretim elemanı asgari kadro sayısını aşan bütün atamalarda asgari kadrolar da dahil olmak üzere kadroların en fazla 2/3’ü aynı unvan için kullanılabilir” (m. 5/4) hükmünü, bazı birimlerde doktor öğretim üyeliği kadrosu ilanı yapılamamasına gerekçe olarak kullanması bağlamında önerimiz, doçentlik kadrosu ilanı yoluyla bu hükmün gereğinin sağlanmasıdır. Talebimiz, doktor öğretim üyeliği kadroları ilanı bağlamında da yönetimin adil/hukuka uygun davranmasıdır.
  1. İzmir Valiliğinin 03/10/2021 tarih, 40595 sayılı yazısına konu olan ve 24/09/2021 tarih 115437 sayılı DEÜ Rektörlüğünün yazısı ile talep edilen mesai saati düzenlemesi hususunda Tınaztepe yerleşkesinde görev yapmakta olan işgörenlerimizden çok fazla sayıda yakınmalar gelmektedir. Ders saatlerinin aynı kaldığı düşünüldüğünde, bu düzenlemeye neden gerek duyulduğu anlaşılamamakta olup, daha önce olduğu gibi mesai saatlerinin 08:30- 12:00/13:00- 17:30 olarak düzenlemesini talep ediyoruz.
  2. Tınaztepe Yerleşkesi’ndeki işgörenlerimizin banka ile ilgili işlemlerini vakit kaybetmeden yapabilmesi için, Üniversitemizin maaş anlaşması bulanan Türkiye Ekonomi Bankası’nın, Tınaztepe yerleşkesinde şube açmasının sağlanmasını talep ediyoruz.
  3. Ortak zorunlu dersler bağlamında tarafımıza ulaşan bir şikayet konusu, her birimin sınav programının farklı olması ve bazı birimlerde sınav haftasında ders yapılması, bazılarında yapılmaması istendiğinden, derslerle sınavların çakışması sonucu, yapılan derslerin ücretlerinin alınamamasıdır. Bu konuda, yapılan derslerin ücretlerinin alınabilmesini sağlayacak bir çözüm bulunarak, mağduriyetin giderilmesini talep ediyoruz.

 

TOPLANTIDA BULUNANLAR:

 

Prof. Dr. Uğur MALAYOĞLU                        Rektör Yardımcısı  

Prof. Dr. Mehmet Ali ÖZCAN                            Rektör Yardımcısı           

Engin BASMACI                                            Genel Sekreter

Arzu ARAZ ÇAĞLAR                                    Genel Sekreter Yard.

Dr.Öğr.Üyesi Dilek ESER                               Genel Sekreter Yard V.

Prof.Dr.İbrahim ÖZTURA                               Başhekim Yardımcısı

Onur YILMAZ                                                Personel Daire Başkan V.

Doç.Dr. Sezgi ÖKTEM SONGU                       Hukuk Müşaviri V.                                

İbrahim DEMİR                                              İdari ve Mali İşler Daire Başkanı

Öğr.Gör.Çetin BAYRAM                                 Sağlık Kültür Spor Daire Başkan V.

Ali TAŞ                                                          Kütüphane ve Dok.Daire Başkan V.

 

Zübeyde SERBEST                                           Eğitim İş İzm.Yükseköğretim Şube Başkanı

Nazlı HALKATAŞ                                          Şube Mali Sekreteri 

Erkan SARI                                                    Şube Sekreteri

Dr.Öğr.Üyesi Münevver AKTAŞ                     Özlük Hukuk ve TİS Sekreteri

 

4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu ile Toplu Sözleşme Görüşmelerinin Yapılma Usul Ve Esasları İle Kamu Görevlileri Hakem Kurulu, Kamu Personeli Danışma Kurulu ve Kurum İdari Kurullarının Teşkili, Çalışma Usul Ve Esaslarına İlişkin Yönetmelik uyarınca, Dokuz Eylül Üniversitesi İşveren Vekilleri ile işyerinde yetkili sendika olan Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası (Eğitimİş) temsilcilerinden oluşan Kurum İdari Kurulu, 2021 Yılı Aralık Döneminde 16.12.2021 tarihinde saat 09.30’da Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörlüğü Senato salonunda toplandı.  

 

Gündemden 12, 13, 20 ve 21. maddelerin gündemden çıkarılmasına karar verilerek, diğer maddelerin görüşülmesine geçildi.

 

KARAR 1)  

Üniversitemiz en az 20 yıldır tüm personel ve dış paydaşları ile geribildirimlerin incelendiği, gerekli tedbirlerin alındığı bir yapılanmaya sahip olduğu; aynı şekilde İnsan Kaynakları Ofisinin de bu doğrultuda oluşturulduğu ve Sendikalarla her türlü konuda iletişimimiz planlamalar doğrultusunda devam edeceği bildirildi.

 

 

 

KARAR 2)

Kesinleşmiş İstinaf Mahkemesi kararı ile Yükseköğretim Kurulu Başkanlığından alınan görüş kapsamında Üniversitemiz Disiplin Kurulu toplantılarına sendika temsilcilerinin davet edilmediği yönünde bilgilendirme yapılarak, bir sonraki toplantıda konunun tekrar değerlendirileceği bildirildi.

 

KARAR 3)

2547 sayılı Kanunun “Üniversite Organları” başlıklı Rektörün görevlerinin yer aldığı 13.maddesinin b. bendinin 4.fıkrasında “Gerekli gördüğü hallerde üniversiteyi oluşturan kuruluş ve birimlerde görevli öğretim elemanlarının ve diğer personelin görev yerlerini değiştirmek veya bunlara yeni görevler vermek,” hükmü uyarınca ilgililerin görev yeri değişiklikleri birimlerin ihtiyacı gözetilerek ve Üniversitemiz birimlerinde (Daire Başkanlıkları, Fakülteler, Yüksekokullar vb) görev yapmakta olan personelin birim içindeki yer değişikliğinin ilgili birim amirince birimin ihtiyacı  ve personelin özellikleri doğrultusunda gerçekleştirildiği; Üniversitemizde mevzuata uygun şekilde gerekli tebligatların yapıldığı bildirildi.

 

KARAR 4)

Söz konusu vekaleten ve tedviren görevlendirmelerin birimlerin ihtiyaçları doğrultusunda ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiği bildirildi.

 

KARAR 5)

 

Yükseköğretim Üst Kuruluşları ile Yükseköğretim Kurumları Personeli Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Yönetmeliği uyarınca boş şube müdürü kadrolarının ilan edilip edilmemesi yönetsel karar olup daire başkanlıkları ile ileriye dönük görüşülerek değerlendirilebileceği; ayrıca mevcut boş kadrolar ile üniversitemizin ihtiyaçları ve çalışan personelin öğrenim değişiklikleri doğrultusunda ilerleyen dönemde Üniversitemizce görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının, sınav kapsamına giren tüm unvanlarda planlanması çalışmalarının devam ettiği bildirildi.

 

KARAR 6)

Kurum içerisinde insan kaynakları niteliklerinin geliştirilmesi sürecinde eğitimlerin verilmesi ve gerekli tedbirlerin alınması yönünde ileriye yönelik gerekli adımların atıldığı ve atılmaya devam edileceği ve bu kapsamda Performans Değerlendirme Yönergesinin çıkarıldığı ve uygulamasının başlayacağı bildirildi.

 

KARAR 7)

İş ve görevlerin takibinin ve koordinasyonun sağlanması amacı ile görevlendirmeler yapıldığı; 5188 sayılı Kanun çerçevesinde iş ve işlemler yürütüldüğü bildirildi.

 

KARAR 8)

Üniversitemiz birimlerinde görev yapan Profesör, doçent ve doktor öğretim üyelerinden oluşan komisyonda görüşülerek hazırlanan Üniversitemiz yeniden atama kriterlerinden aynı grupta yer alan alanlar ÜAK kriterleri dikkate alınarak kriter tanımlanmıştır. Üniversitemiz Öğretim Üyeliği Kadrolarına Atama İlkeleri ve Uygulama Esasları incelendiğinde; alanın özellikleri gözetilerek makale, kitap, kitap içi bölüm yazarlığı, bildiri, proje, atıf, sanatsal etkinlikler gibi farklı bilimsel ölçütlerin esas alındığının görüldüğü; 

 

GEÇİCİ MADDE 1: 01/01/2021-31/01/2021 tarihleri arasındaki dönemde yeniden atamaları yapılacak olan Doktor Öğretim Üyelerinin görev sürelerinin uzatılmasında Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme – Atama İlkeleri ve Uygulama Esaslarının 3.  maddesi uygulanmaz. İfadesinin yer aldığı geçici madde Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı Genel Kurulunun 28/10/2020 tarihli toplantısında uygun bulunduğu; 01/01/2022 tarihinde uygulanacak olan kriterleri sağlamaları için  Doktor Öğretim Üyelerine gerekli süre verildiği; ayrıca Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme – Atama İlkeleri ve Uygulama Esaslarının 3.  maddesine  “Doktor Öğretim Üyesi Yeniden atamalarında sağlık sorunları nedeniyle üç ay ve üç aydan daha uzun süre fiilen görev başında bulunulmaması durumunda belgelendirmek kaydıyla ilgili birimin yönetim kurulu kararı ve Dekan/Müdür onayı ile fiilen görev başında bulunulmayan süre; görev süresinin bitim tarihine eklenir” ifadesinin eklenmesi Yükseköğretim Kurulu Başkanlığına teklif edildiği bildirildi.

 

KARAR 9)

 

Öğretim Üyeliğine Yükseltilme ve Atanma Yönetmeliğinin 7/1 maddesi “Doktor öğretim üyeleri, ilgili yönetim kurulunun görüşü alındıktan sonra fakültelerde ilgili dekanın, diğer birimlerde müdürün önerisi ile rektör tarafından en az bir en çok dört yıl süre ile atanır.” Hükmünün bulunduğu; 2547 sayılı Kanunun 23/a maddesinde “Yükseköğretim kurumlarında açık bulunan doktor öğretim üyesi kadroları rektörlükçe ilan edilir. İlan edilen bu kadrolara fakültelerde dekan; diğer birimlerde müdürler, biri o birimin yöneticisi biri de o yükseköğretim kurumunun dışından olmak üzere üç profesör veya doçent tespit ederek bunlardan adayların her biri hakkında yazılı mütalaa isterler. Dekan veya ilgili müdür yönetim kurullarının görüşünü aldıktan sonra önerilerini rektöre sunar. Atama rektör tarafından en çok dört yıl süre ile yapılır. Her atama süresinin sonunda görev kendiliğinden sona erer. Görev süresi sona erenler yeniden atanabilirler” hükmünün yer aldığı; doktor öğretim üyesi görev süresi uzatma tekliflerinin mevzuatta da belirtildiği üzere ilgili birimlerin yönetim kurul kararları ve dekan/müdürün önerisi üzerine rektör tarafından yapıldığı; Üniversitemiz Öğretim Üyeliği Kadrolarına Yükseltme – Atama İlkeleri ve Uygulama Esaslarının Yeniden Atama başlıklı 3. Maddesinde yapılan düzenlemelerin 12/06/2020 tarihli yazı ile Üniversitemiz Doktor Öğretim Üyelerine tebliğ edilmek üzere birimlere gönderildiği bildirildi.

 

KARAR 10)

Ders dağılımları ilgili birimlerce yürütüldüğü bildirildi.

 

KARAR 11)

Jürilerin ilgili Birimlerin Akademik Kurullarında tartışılarak karara bağlandığı bildirildi.  

 

KARAR 14)

Baz istasyonlarının ilgili mevzuat hükümlerine uygun şekilde kampüslerimizde konumlandırıldığı bildirildi.

 

KARAR 15)

Konu ile ilgili çalışmalarımızın devam ettiği bildirildi.

 

KARAR 16)

15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesindeki okul öncesi eğitim biriminin MEB ile yapılan protokol çerçevesinde Bakanlığa devredildiği; Bakanlık ile gerekli görüşmelerin yapılacağı ve gerekli desteklerin verileceği; Tınaztepe Yerleşkesi için de planlamalar yapıldığı bildirildi.

 

 

KARAR 17)

Hastanın tıbbi endikasyonları değerlendirilerek Sağlık Raporlarının düzenlendiği bildirildi.

 

KARAR 18)

Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca akademik kadrolar için kadro planlamalarının Üniversitemiz birimlerinden gelen kadro talepleri,  Üniversitemizin ihtiyacı, boş kadroları ve öğretim üyesi kadrolarında kullanılmak üzere verilen atama izinleri ilgili mevzuat doğrultusunda yapıldığı bildirildi.

 

KARAR 19)

Tasarruf tedbirleri ve kamu kaynaklarının etkin kullanımı çerçevesinde taşıtlara ilişkin gerekli düzenlemelerin yapıldığı; iyileştirme çalışmalarının devam ettiği bildirildi.

 

KARAR 22)

Kamu gerekleri ve gönüllük esası ile SKS Daire Başkanlığı bünyesinde çalışmalar yapıldığı, mevzuata uygun gerekli hassasiyetlerin gösterildiği ve gösterilmeye devam edileceği bildirildi. Konu ile ilgili karşılıklı bilgilendirme yapıldı.

 

KARAR 23)

Yetkili sendikanın en fazla üyeye sahip olduğu ve üye sayısına istinaden 5 iş yeri sendika temsilcisinden daha fazla temsilci atamanın ilgili kanun hükmüne göre mümkün olmadığının görüldüğü bildirildi.

 

KARAR 24-25)

Devlet Yükseköğretim Kurumlarında Öğretim Elemanı Norm Kadrolarının Belirlenmesine ve Kullanılmasına İlişkin Yönetmelik uyarınca akademik kadrolar için kadro planlamalarının Üniversitemiz birimlerinden gelen kadro talepleri,  Üniversitemizin ihtiyacı, boş kadroları ve öğretim üyesi kadrolarında kullanılmak üzere verilen atama izinleri doğrultusunda yapıldığı bildirildi.

 

KARAR 26)

2021-2022 yılı eğitim öğretim yılı güz döneminden itibaren örgün programlarda yüz yüze eğitime geçilmesi nedeniyle pandemi koşullarında yönetici öğretim elemanı çalışanlar ve öğrencilerle birlikte eğitimin ve öğretimin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından güncellenen Ağustos 2021 küresel salgında yeni normalleşme rehberi küresel salgın sürecinde eğitim ve öğretim süreçlerine yönelik uygulamalar rehberi küresel salgın sürecinde kampüs ortamlarına yönelik uygulamalar rehberi ayrıca YÖK ve TSE işbirliği ile küresel salgın bağlamında Yükseköğretim Kurumlarında sağlıklı ve temiz ortamların geliştirilmesi kılavuzu da dikkate alınarak Üniversitemiz Rektörlüğü ile 15 Temmuz Sağlık ve Sanat Yerleşkesinin mesai saatlerinin 08:30-12:00/13:00-17:30 olarak; Üniversitemizin diğer tüm birimlerinde ise mesai saatlerinin 08:30-11:30/12:30-17:30 saatleri olarak uygulanması İzmir Valiliğinin 03/10/2021 tarih ve 40595 sayılı yazısı ile uygun görüldüğü; söz konusu yazının 05/10/2021 tarih ve 120624 sayılı yazımız ile tüm birimlerimize iletildiği; konuya ilişkin tekrar değerlendirme yapılabileceği bildirildi.

KARAR 27)

Bir sonraki banka promosyon anlaşması kapsamında konuya ilişkin yeniden değerlendirme yapılabileceği bildirildi.

 

 

KARAR 28)

Konuya ilişkin karşılıklı fikir alışverişinde bulunulmuştur.